Bir gün Facebook’ta, Tomris ile birlikte “Evde Bira Yapımı” atelyesinin duyurusunu gördük. Hem ilginç hem de merak uyandırıcıydı. İyi bir biracı sayılmam, daha çok rakıyı tercih ederim. Sanırım “evde” kelimesiydi cazibeyi ve merakı artıran. Bundan dolayı da gitmeye karar verdik.
Atelyenin yapılacağı yere giderken kafamda bekletilerimi de oluşturmaya başlamıştım. “Evde” dendiğine göre bazı ekipmanlarla bu yapılabilirdi. Hepimizin bildiği gibi; malt, şerbetçiotu, su… İşte birayı oluşturanlar. “Evde” yapılabiliyorsa, ne kadar zor olabilirdi? Ekipmanları göreceğimizi, süreci öğreneceğimizi düşündüm.
Ancak beklentimizi yüksek tutmuşuz!
“Bira yapma kiti” ile karşılaştık. Bir kavanoz, içi balımsı bir özüt ile dolu ve bir de üzerinde “Mr. Beer” yazan 2 galonluk kap…
Anlatılan işlem de basitti: Temizlikten sonra – esasen bu “kit”in içinde temizleme malzemesi de vardı – biraz ısıtılan kavanozun içindeki özüt fermantasyon kabına boşaltılıyor, ağzı kapanıyor ve 15 gün bekleniliyordu.
Bu kadar!
Özüt hem maltı hem de şerbetçiotunu içeriyordu. Üstelik de markası ve özütten oluşacak biranın cinsi de belliydi. Sizin yapmanız gereken yukarıdaki işlemlerdi. Bu “kit”ler de örneğin Amazom.com’dan getirilebiliyormuş. Kargo parasını göze alabiliyorsanız.
Bense arpanın hangi aşamalardan geçeceği, nasıl mayalanacağı, şerbetçiotunun uygulanması ve daha bilemediğim birçok soruyla gitmiştim. Oysa olay yukarıda anlattığım gibi çok “basit”ti.
Ama haksızlık yapmayayım. Bu “kit” sayesinde oluşan merak buraya kadar geldi.
Araştırmalarla temel bilgileri toparladıktan sonra “yolculuğumuz”un başlamasına karar verdik.
Bu “yolculuğu” da paylaşmak istedik.
Baştan uyaralım: Bu yolculuğun başındayız. Birlikte “öğrenelim” dedik. O yüzden amatörlüğü aşmış olanlar için bu site – şimdilik – fazla “boş” gelecektir. Yeni başlayanlar içinse bir yolculuğun “yoldaşlığı” olacaktır, öyle umuyoruz.
Son bir uyarı daha: 18 yaşından büyük olmanız gerekiyor. Bir de 22:00’den sonra sakın yapmayın.
“Bira yolculuğu”muz başlasın…